1971 yılında Antalya’da doğdu. İlk-orta öğrenimini sırasıyla Barbaros İlkokulu (Antalya), Antalya Anadolu Lisesi’de tamamladı. 1989-1996 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okudu. Mezoterapi ve Ozon Terapi üzerine Sağlık Bakanlığı eğitimlerine katıldı. Lösemili çocuklar vakfı ve 112 hızır acil görevlerinde bulundu. Bir çok özel hastanede hekimlik yaptı.
Türkiye’de fitoterapinin 2009 yılında yerleşmesini sağlayan ve bu noktada öncülüğünü yapan hekimlerin arasındadır. 2009-2014 yılları arasında Türkiye’nin en saygın Bitkisel Gıda Takviyesi firmasında Ar-Ge ve üretim departman sorumluluğu yapmıştır. Dönem içinde çalışmalarını geliştirmek üzere başta Çin ve Uzak doğu ülkeleri olmak üzere pek çok yurtdışı ziyaretleri gerçekleştirmiştir. Türkiye’de, Sağlık Bakanlığı tarafından verilen ilk Fitoterapi Sertifikası alan hekimler arasında yer almıştır. Ulusal ve yerel TV kanallarında sağlık programlarına katılarak fitoterapi ve sedef hastalığı üzerinde söyleşileri bulunmaktadır. Bu güne kadar 6000’in üzerinde iyileşmiş (öncesi-sonrası) hasta sunumu yayınlanmıştır.
Sedef, kronik egzama, liken planus, iktiyozis gibi üst cildin parçalandığı ve Romatizmal hastalıklara kliniğinde yaklaşık olarak 11 yıldan beri hizmet vermektedir. Bu süre zarfında pek çok hastasına tedavi, cilt ozonlama ve cilt bakım programı uygulamıştır. Bu uygulamaların en önemli özelliği kimyasal ya da biyolojik herhangi bir ajan kullanılmaması ve hiçbir yan etkisinin olmamasıdır. Tüm hastaların 2 yıl boyunca 4 aylık periyotlarla kontrolleri yapılmakta ve tedavileri takip edilmektedir. Gelemeyenler fotoğraflarla durumlarını güncellemektedir.
Klinik ülkemizde ve dünyada sedef hastalığı, kronik egzama, liken planus ve iktiyozis gibi hasta tedavi ve takip merkezlerinin en başında gelmektedir. Hastalar İngiltere, Almanya, Bulgaristan başta olmak üzere Avrupa ülkelerinden, Azerbaycan, Kore gibi Asya ülkelerinden ve Irak, Suriye, Kuveyt, Katar, Dubai gibi Arap ülkelerinden gelmektedir. Şu ana kadar 100’e yakın sağlık programına ve ülkenin en saygın TV kanallarının ana haber bültenlerine konuk olunmuştur. Pek çok tıbbi makalesi bulunmaktadır.
Pandemi süresince hastalara uzman asistanlar uzaktan destek verirken, gelen her yeni hastayla ve özel dosyasıyla bizzat doktor kendisi ilgilenmektedir.
Değerli doktorumuz Bahadır Bey’in kişiye özel cilt bakım önerileri sayesinde dünyanın dört bir yanından binlerce hasta bugün sağlıklı yaşamlarına kavuşuyor.
Dr. Mehmet İlteber Bahadır’ın altını özellikle çizdiği bir konuda sedef hastalığının kuru cilt ve soğuk havayı sevmesi. Soğuk havalarda ciltte terleme ve yağlanma oranı azalır. Cilt çatlar ve de buda kış aylarında sedef hastalarının lezyonlarındaki artışın ana sebebidir.
Bu soruyu Dr. Mehmet İlteber Bahadır şu şekilde cevaplıyor. Cildimizin ana görevi vücudumuzun dış etmenlerden ışık, toz ve çeşitli canlı organizmalardan korumaktır. Üst cildimiz dış dünya ile vücudumuz arasında kesintisiz bir bariyer görevi üstlenir.
Bir hasta ister bizim kliniğimizde tedavi olsun ister başka kliniklerde tedavi olsun. Uyması gereken bazı koşullar olduğunu belirten Dr. Mehmet İlteber Bahadır ana kuralımız cildin yağ ve nem dengesini doğru olarak sağlamaktır dedi ve şöyle devam etti.
Sedef Hastalığı, Egzama, Romatizma, Hashimato Tiroidi, Ülseratif Kolit, Ankilozan Spondilit gibi hastalıklar kardeş hastalıklardır. Yani eğer bir kişi bize sedef hastası olarak gelmişse ileriki yıllarda büyük oranında en büyük kardeşi Romatizma da buna eklenecektir. 40 yaşından sonra bizim kliniğimizde tedavi gören hastaların %60’ında romatizma vardır, hatta yıllar içinde 2.-3.ve 4. kardeş hastalıklar da bunlara eklenir. Sedef Hastalığı lezyonlarını iyileştirmek tek başına yeterli değildir. Çünkü bu hastaların çoğunda sedef hastalığı tekrar etmese dahi Romatizmal Hastalıklar, Ankilozan Spondilit, Sistemik Lupus Eritramatozis, Hashimato tiroidi, Ülseratif Kolit, Crohn gibi rahatsızlıkların görülmesi çok yüksek orandadır. Bu hastalıklar İmmün Sistemden kaynaklanır ve birbirinin kardeşidir. Eğer herhangi birisi bir şekilde çıkarsa zaman içinde diğer hastalıklar bunlara eklenir. Bu sebeple kliniğimizde tedavi gören hastalar lezyonlar iyileşse ve tekrar etmese dahi 2 yıl kontrol altında tutarız. Tek başına Sedef Hastalığı lezyonlarını tekrar etmese dahi iyileştirmek yeterli değildir. Hastalarda mutlaka İmmün Sistem yönünden incelenmeli ve kontrol altına alınmalıdır. Sedef Hastalığı ve Egzama; İmmün Sistem kaynaklı, kardeş hastalıkların önünü açan sistemsel bir hastalıktır.